6 Aralık 2015 Pazar

Çocukluğum


Diğerleri kadar "normal" değil, diğerlerinin de benim kadar sapkın olduğunun bilincinde olarak çocukluğumdaki sapkınlıkların izini sürüyorum. 

Kırmızı Başlıklı Kız'ın kurtla karşılaşması.
Benim için en travmatik anlardan biri gelmiş geçmiş bütün insanların yaşadığı bir deneyimdi: ölümlü olduğumu öğrendiğim an! Ölümü öğrendiğimde çığlık çığlığa ağlamıştım; "peki ya ben?" diye sormuştum. "Evet, sen de hepimiz gibi" diye cevap vermişlerdi. Sonra teselliler sunmaya başlamıştı büyükler: "ama bak cennete gideceksin. Orada hiç acı yok"; ağlamıştım "cenneti istemiyorum, dünyada kalmak istiyorum".  Gece yatağıma yattığımda korkardım, uyumamak için direnirdim; ölümden uyku gibi bahsettiklerini duymuştum. Uyuduğumuzda nereye gittiğimizi, doğmadan öncesini düşünürdüm; nereden gelmiştim. İçim ürperirdi! Canın acımadığı yer ölümse, canın acıdığı yer hayattı! Canımı acıtacak kadar bir yerimi sıkar, cimciklerdim ya da elimi aşağıya amıma götürürdüm. Yaşadığımı hissetmek isterdim. Anneme ya da ananeme sarılmak gibi, eğer yalnızsam kendime sarılırdım, kendime dokunurdum, bazen yumuşakça, bazen canımı acıtacak kadar sert.


Bu yıllarda ana okuluna giderken kendimle en çok kaldığım diğer bir yer tuvaletti. Ananemlerin eski tuvaletinin havalandırma camı arka bahçeye açılıyordu. Buradan çiftleşen agresif kedilerin sesi duyulurdu; benim gözümde küçük bahçe bir orman gibiydi. Bu vahşi ormandan gelen seslerin arasında dedemin tıraş setiyle oynardım. Yüzüme köpük sürer, bıçağın keskin olmayan arkasıyla tıraş olurdum. Sonra tuvalet kağıtlarından "sigara böreği" yaptığım bir oyunun sonunda şöyle birşeyi keşfetmiştim. Tuvalet kağıdından sigara böreklerini çok sıcak suya tutup sonra da klitorisime bastırınca enteresan bir his oluyordu. Yani acı ve zevk bir arada garip bir histi.

Çocukluğuma dair başka bir mazohist pratik ağaç dalları ve dikenli bitkilerleydi. Bahçede oynarken dikenli bitkilere dokunmaktan kendimi alamazdım. İnce ağaç dallarının ucunu tenime sürtmeyi keşfetmiştim. Kalem gibi ucuyla derimi çizerdim, bazen resimler yapardım. Hafif bir yanma hissi olurdu. Hatta daha sonra yazlıktan çocuklara da öğrettim "dövmecilik" oyununu.

Uyuyan Güzel iğneye dokunmaktan kendini alamaz!

Bir de yine bu dönemden {5-6 yaş} şöyle bir anım var. Yatakta yatarken kafamdan geçen bir fantezi ya da rüya: Öğretmen beni bütün sınıfın önünde ayağa kaldırıp yanına çağırıyor. Tahtanın önünde bir sıra var. O sıraya doğru beni eğiyor. Eteğimi sıyırıp, bütün sınıfın görebileceği şekilde açıyor popomu. Sonra bir boya fırçası alıyor. Fırçayı kırmızı boyaya batırıp popomu boyuyor.

Tüm bu düşünce ve pratiklerin saklanması gereken şeyler olduğunun farkındaydım ve gizlice birşeyler yapıyor olmaktan haz da alıyordum. Bazen "ben sapık mıyım?" diye düşünüyordum. En sonunda bir sapık olduğuma ama kimseye zarar vermediğime karar verdim. Belki kendime zarar veriyor olabilirdim. Muhtemelen büyürken bazı yerlerim garip büyüyecekti, belki mutant gibi olacaktım yani bu sapıklığın sonucunda fiziksel olarak garipliklerim olacaktı. Boyum kısa kalabilirdi, büyümem dururdu belki. Bunlara razıydım. Hatta bunları yazarken fark ediyorum ki belki de uvuzlarımın farklı olmasını ya da büyümemeyi arzulamıştım. "Evlenmiycem" dediğimde "hahah çocuk işte, fikrin değişir; herkes evlenir", "kızlar .... olamaz"lı cümleler belki de benim toptan "normal" geleceği red etmeme yol açtı. Büyüyünce X-Men olacaktım!

X-Men çizgi romanı ve 92' serilerinin "normal"i sorgulayan queer
içeriği dikkat çekicidir.

Yıllar sonra, orta okul döneminde yine Cennet mevzusuna geri döndüm. Din dersi hocası cenneti anlatıyordu. Pür dikkat dinliyordum; inanmaya çalıştığım, inanmak istediğim bir dönemdi. Parmak kaldırıp konuşmuştum "peki hocam açlık olmadan yediklerimizin tadını alabilir miyiz, eğer hiç susamazsak nasıl kana kana su içeriz, eğer canımız yanmazsa nasıl zevk alabiliriz? Cennet'te hiç acı yoksa orada olduğunu söylediğiniz güzelliklerin nasıl farkına varıcaz? Sıkıcı olmayacak mı?"

Cennete isyanım, dünyada ve hayatta kalma arzum gelişmekte olan mazohizmimin ve hazcılığımın temelini oluşturuyordu. Varsayıldığı gibi öz-yıkımcı, kendine zarar verici bir dürtüyü değil; yaşama duyduğum açlığı, hayatı kabullenmeyi ve karanlıkla barışık olmayı ifade ediyordu.

Özyıkım elbette ki herkes gibi benim de sahip olduğum birşeydi. 17-18 yaşlarında "normal"ler beni bir kadınla öpüşürken yakalayıp zorunlu olarak psikologa gönderdiklerinde kötü bir dönem geçiriyordum. Ailem bana ihanet etmişti. Eve kapatılmıştım, yalnız ve umutsuzdum. Ölüm duygusuna çok yakındım, hissizleşiyordum. Canım acısın istedim. Filmlerde böyle durumlarda ergenler bir yerlerini kesiyordu. Bir jilet bulup bacaklarımı kestim. Sonra bunu biraz saçma buldum. Çünkü canım pek de yanmadı. {filmlerdekinin aksine her pratik öyle göründüğü kadar can yakmıyor}. Etrafı temizlemek çok daha etkili bir uyandırıcı oldu. O gece kendimi değil kalbimde bir yerde ailemi ve evimi öldürdüm. Çok kısa bir süre sonra Lambdaistanbul Kültür Merkezi'nin yolunu tuttum. Önce geylerler ve trans kadınlarla tanıştım. Sonra biseksüeller ve lezbiyenlerle yıllar sonra da translarla ve kendim gibi sapkınlarla tanıştım {Bu da başka bir hikaey}. Bir daha da kendimi kesmeyi hiç denemedim.

Bunları yazmak istedim çünkü zannedilenin aksine insan bir film izledi ya da bir sevgili edindi diye BDSM ile ilgilenmeye başlamıyor. Acı vermek ve acı çekmekle ilgili deneyimlerimiz çocukluktan başlıyor. BDSM pratikleri duyduğumuzda, izlediğimizde "işte bu" diyoruz. Güvenli bir şekilde kendimiz olabileceğimizi; o çocuksu meraka, neşeye ve bizi iyi hissettiren yöntemlere geri dönebileceimizi anlıyoruz. Ve filmlerdeki gibi karton, iki boyutlu, dramatik travmalara sahip karakterler değiliz. "Sorunlu çocukluk" edebiyatına sığmayacak çeşitlilikteyiz ve "normal"lerin çocukluklarına baksak neler görürüz kim bilir! En nihayetinde hepimiz Grimm Masalları'nı okuduk...

Külkedisi'nin submissive'den femdom'a yolculuğu ne kadar da güzeldi!


27 Ocak 2015 Salı

Çeviri: Bir Uyku Masalı

Bir Uyku Masalı

A N O N İ M


İktidar'a Gelmek: Lezbiyen S/M üzerine Yazılar ve Çizimler
(Coming To Power: Writings and Graphics on Lesbian S/M) Kitabından

Çeviri: GenderSlut


 Rüyaların reklam panosu
- BUGÜNÜN ATRAKSİYONLARI-
Zihnimde neonlar çakıyor..
Ve gülümsüyorum merakla
Yarı-gülümsememe kendi meraklı
Rüyalarımda... imkansız,
Ya da öyle görünüyor...


(H’den R’ye)

   Aylardır süregelen katı bir Mistress-Slave ilişkimiz var ve şimdiye dek çeşitli senaryoları hayata geçirdik, sen hep köleydin. Enerjimizi bu noktadan sonra nereye harcamak istediğimizle ilgili ciddi olarak tartışmadık ama yakında rolleri değiştireceğimizi umuyorum. Ama şimdi ağırdan alıyoruz ve bu da iyi. Paylaştığımız mahremiyetle ilgili oldukça rahatım.
   Bir gece derin uykuya dalmışken, mememi emmenle uyandım. Çok hoş bir duygu: kıvrılıp seni tutmak için uzandım ama anladım ki beni el ve ayak bileklerimden dört direkli karyolamıza bağlamışsın. “İsyan!” diye haykırdım ve derhal hızlı bir tokatla beni susturdun. Şoktayım ve memnun oldum. Saat sabaha karşı 4:30 ama odayı ışıkla doldurmuşsun-harika görünüyorsun! İşlemeli G-stringimi giymişsin  ve daha önce hiç görmediğim seksi siyah bir sabahlık. Tek bir söz bile etmeden oyuncak çantamızı açıp meme kıskaçlarını çıkarıyorsun. Onları takarken direnebildiğim kadar direniyorum... ve sen küstahlığım yüzünden bana tekrar tokat atıyorsun. O kadar heyecanlandım ki şuan gelebilirim! Ama sen uzaklaşıp yatağın ucunda göz göre göre kendinle oynuyorsun. “Suratıma otur!” diye heyecanla emrediyorum. Suratında sert bir ifade var ve “Yalvar” diyorsun. Gözlerim faltaşı gibi açık. Üzerindekini çıkartıp yere fırlatıyorsun. Üzerime doğru eğilip memeni ağzımın kenarına getirip “Şimdi em beni” diyorsun. Memeni itaatkar ağzıma doğru bastırıyorsun ve ben seni emiyorum, hayhay! Benden uzaklaşmaya başlıyorsun ama ağzım hala taş gibi memene gömülmüş... daha sonra birden çekip beni koparıyorsun ve beni nefes nefese bırakıyorsun...Memene ovalamaya başlıyor,  iki sert kaya haline gelmiş meme uçlarınla oynuyorsun...  bacakların iki yana açık üzerime biniksin ve bir elinle meme ucunla oynamaya devam ederken  pelvisini ileri geri oynatmaya başlıyorsun ve diğer elinle klitoris çiçeğini yavaşça parmaklıyorsun... Sana abanmaya çalışıyorum böylelikle sıcak, ıslak vulvamla sana dokunabilirim,  yumuşak butlarının kalçama sürtünüşü beni deli ediyor! İnlemen artıyor, gözlerin kapalı ve başın hafifçe geriye yatık. “Suratıma otur!” diye yalvarıyorum. “Lütfen!” Ansızın hareket etmeyi kesiyorsun, suratında tekrar o katı ifade, “Yalvar.”
   Kulaklarıma inanamıyorum, ama boşalana kadar seni yalayıp yutmama izin vermen için ısrarla yalvarıyorum... sonunda beklemekte olan dilime doğru alçalıyorsun ve biraz sonra birbirimizde kayboluyoruz, senkronize bir şekilde hareket ediyoruz... Görünüşe göre beni tam şimdi yutabilirsin... ve sonra... 
                            ve sonra...
                            ve sonra..
                            Yeni baştan Temmuz’un dördü... ve sonra... ve sonra...



26 Ocak 2015 Pazartesi

Çeviri: Gerekçeler

Gerekçeler
BARBARA ROSE

İktidar'a Gelmek: Lezbiyen S/M üzerine Yazılar ve Çizimler 
(Coming To Power: Writings and Graphics on Lesbian S/M) Kitabından 

Çeviri: GenderSlut


AMA BUNU NEDEN YAPIYORSUN?
Çünkü erotik birşey! Çünkü seksin olabildiğince erotik olmasını seviyorum. Beğendiğim ve güvendiğim ve beni azdıran bir kadınla yataktayken esrimek, zevk ve ekstaziyle titreyen vücutlarımızı hissetmek istiyorum. Lavobada evvelki günden kalan bulaşıkları düşünmek istemiyorum. Sevişirken sadece hissetmek istiyorum, kendi bedenimi, onunkini, hazımızı düşünmek – daha fazlasını değil. Parmaklarını amımda hisetmek; sokmasını, itmesini, zevk seslerimi, uyarılmanın inşaasını. Beni tamamen hayatımdan, rasyonel dünyamdan çekip almasını istiyorum. Sadece yatakta başparmaklarımı, uyluklarımı, hassas ellerimi hissediyorum. Bir bakışıyla, bir söz ya da beklenmedik dokunuşla nefesimi kesebilir. Ağzının parmaklarımı emişi dudaklarıma inlemeler yolluyor – Parmaklarıma dönüşüyorum, parmaklarım amıma, ağzı ağzıma. Emmeyi bırakıyor ve ben nefes alıyorum. Vücudumdaki duyumun tadını çıkarıyorum, daha fazlasını istiyorum, istediğimi vereceğini, izin verdiğim ölçüde beni zorlayacağını biliyorum.

AMA BU S/M  SEKS DEĞİL!
Ah, ama öyle. Vermek, güvenmek, zihnimi ve bedenimi olasılıklara, daha önce asla mümkün olamayacağını düşündüğüm fantezilere açmak demek. Onun kölesi, hizmetkarı, öğretmeni, annesi olabilirim – Herhangi birşey, herhangi biri olabilirim. Kendi kendimin sevgilisiyim. O benim parçam, ve ben onun parçasıyım. O bu benim arzum olduğu ve bizi yöntettiği  için değil, arzumu paylaştığı için  canımı yakacak. Gülümsüyor ve suratıma tokat atarken kaçınıyorum. Nefesim kesiliyor, sadece amımı ve göbeğimi hissediyorum. Derin derin öpüyor; acı ve zevk arasındaki farkı ayırt edemiyor ya da ayırt etmekle bile ilgilenmiyorum. Ben bedenimim, daha fazlası değil.

SINIRI NEREDE ÇİZİYORSUN?
Ayrımlar zihnimde , bedenimde soluyor. Parmaklarını emmek, dilinin ağzımda olması. Diz çöküyorum. Ellerimi arkamdan bağlıyor. Nerede olduğumu, kim olduğumu unutuyorum.  Meme uçlarım dokunulmadığı halde sert. Sabırsızlık içerisinde bir sonraki hamlesini bekliyorum, sadece kendi bedenimin farkındalığı içinde, Onun varlığı, beni tekrar bir sonraki erotik seviyeye -orası neresiyse- taşıyacağı özgüveniyle bekliyorum. Seçmiş olduğum önceden ayarlanmış tek bir sözcükle bunu durdurabileceğimi biliyorum. Şuanda tüm hissettiğim aramızda akan erotik enerji, bana nasıl, ne zaman dokunacağını hatta dokunup dokunmayacağını bilmemenin gerilimi. Titriyorum, amımın tamamı tutuşuyor. Deri kokusu alıyorum, derin derin soluk alıyorum ve botunun klitorisime dayandığını hissediyorum. “Yapma” diye fısıldıyorum. “Gelmek istemiyorum, henüz değil”. Botunu ayırıyor ve şerbetimi ayakkabının ucunda görüyorum. Haşin suratına bakıyorum, gözlerindeki memnuniyeti görüyorum. Sessizce yalamaya başlıyorum, deriyle karışık kendimi tadıyorum. Deneyimlediğim hislerle sarhoşum. Bugün, dün ya da yarın yok. Sadece şimdi var, vücudum zevkle patlamaya hazır. Anlamıyorum.

ANLAMIYORUM
Bu istediğim, fantezisini kurduğum şey. Meme uçlarım hala gergin, bileklerim bağlı. Vücudumdaki gerilim muazzam. Bir kez daha kendimden uzaklaştırıldım-hayır, kendimi arzuladığım ve hakettiğim hazza teslim ettim. Eğilip çenemi eliyle tutuyor. Tekrar siniyorum, ne beklemem gerektiğini bilmiyor aynı zamanda eylemlerinin sadece benim kendimden geçişime hizmet edeceğini biliyorum. Beni derin derin öpüyor.